Domainler, hizmet edecekleri amaca göre iki farklı grupta incelenebilir .
Bu gruplardan ilki alan adının yapılan işi temsil ettiği veya çağrıştırdığı dikey domainler, bir diğeri ise buldum etkisi oluşturabilecek, esasen anlamsız olmasına karşın iş modelinin anlam yükleyebileceği ve ziyaretçilerde kişiye özel algıları tetikleyen, yenilikçi alan adlarıdır.
Dikey domainler ile ziyaretçiye mesaj vermek
Dikey domainler SEO mantığında size hız kazandırabilecek ve iş modelinizi yeni potansiyele daha rahat anlatabileceğiniz alternatiflerdir. Eğer tek kanala veya ana ürün gamını takip eden az sayıda çapraza odaklanacak iseniz, dikey bir domain tercih etmeniz, pazarlama operasyonunuzu daha kolay yönetmenizi ve bazı maliyetlerinizi azaltmanızı sağlayabilir.
Klasik işletmeler üzerinden basit bir örnek verelim:
Şehrin herhangi bir yerine bir börekçi açacağınızı varsayalım. Sizinle aynı işi yapan diğer işletmeler gibi ana gayeniz, o muhitte bulunan ve börek yemek isteyen insanları dükkanınıza çekmek olacaktır.
İlk yapmanız gereken, potansiyel müşterinize börek sattığınızı anlatmak olacağından tabelanızda mutlaka “börek” vurgusuna yer vermeniz mantıklıdır. Bu sayede herkes börekçi olduğunuzu anlayacak ve sizi kategorize ederken bu kısıta sadık kalacaktır. Eğer yarın, aynı dükkanda pizza veya muhallebi satmaya niyetiniz yoksa büyük harflerle börekçi olduğunu ilan etmek, iş modelinize tam anlamı ile hizmet ediyor demektir.
Kızışan rekabeti hissedin
Aydan getirdiğiniz taşları satmıyorsanız, muhtemelen sizinle aynı işi yapan pek çok işletmenin varlığından da haberdarsınızdır. Yukarıda da bahsettiğim gibi rahat yorumlanabilen dikey domainleri tercih ederek kendinizi ilk algıda sınıflandırabilir ve sonrasında pazarın gerektirdiği rekabet parametrelerini işletebilirsiniz. Ancak oldukça makul görünen bu stratejinin dışında da bir dünya olduğunu unutmayın.
Dikey domainler ile müşterinize, web sitenizde hangi ürünleri sattığınızı anlatabileceğiniz gibi tabelanızda yer alacak ”ucuz” “hızlı” “fırsat” gibi vurgularla da beklentilerini şekillendirebilirsiniz. Pek tabi müşteriniz için ilk algıda yalnızca bir vaad olan bu yaklaşım, sizi tanıdığı noktada gerçeğe dönüşemiyorsa, agresif pazarlama mantığı ile çıktığınız bu yolculuk, şiddetli bir sarsıntı ile sona erebilir.
Örneğin projeniz için “enucuzcep” ismini seçtiğinizde, ziyaretçinizin temel beklentisinde gerçekten piyasanın en ucuz cep telefonunu sizde bulacağı izlenimini uyandırır. Karşılık bulmadığında “hayal kırıklığı” olarak sonuçlanacak bu vaad, beklemediğiniz bir anda dikey domainin ilk intiba etkisini “memnuniyetsizlik başlangıcı” haline dönüştürmekte tahmin edebileceğinizden çok daha hızlı davranacaktır.
e-ticarette insanların genellikle ucuz ve beklentilerini karşılayacak kadar iyi ürünler aradığını unutmayın. Bu hedefte her gün yaklaşık 700 bin arama gerçekleştiren tüketiciler, ziyaret ettikleri siteleri çok hızlı bir biçimde filtreleyen ve sandığınızdan çok daha seçici bireylerdir.
“Ucuz”, “kaliteli” ya da “beklenenden daha iyi” alternatiflere daima açık olan tüketiciler, temelde bir anlamı olmayan ancak iş modeli ile anlamlı hale getirilen alan adları ile karşılaştıklarında, şartlı reflekslerinden arınmış halde web sitenizi incelerler. Örneğin aradığı ürünün en ucuz karşılığını sizde bulmuş ise artık onun için “en ucuz” site sizin sitenizdir.
Benzer biçimde ziyaretçilerinizin diğer şahsi önceliklerine de yaklaşımları, yukarıdaki vaka ile paralel gelişecek ve bu sayede her kullanıcı için iş modelinize öznel anlamlar kazandırmak mümkün olacaktır. Bu yöntem, dikey domainin verdiği baskıdan sizi kurtaracağı gibi pazarlamayı bireye indirip, kitlesel kırılım riskinizi de minimize edecektir.
“Buldum” etkisi sosyal pazarlamayı da tetikler
Her ne kadar geriye itilmeye çalışılsa da insanlar egoları ile hareket ederler. Aynı ürünü arkadaşlarından daha ucuza ve farklı bir siteden bulmuş bir kişi, kendini daha iyi hissedecek ve sarsılmaz bir irade ile bu başarısını çevresi ile paylaşacaktır. Üstelik bir sonraki alış-verişinde de sizi mutlaka gözden geçirmek isteyecektir. En nihayetinde sitenizi kendisi bulmuş ve sonucunda da net bir fayda elde etmiştir.
Geçtiğimiz yıl Türkiye pazarından çekilen dünya devi Rocket Internet‘in de “buldum” etkisiyle hareket ettiğini hatırlatarak, en iyi domain seçiminin iş mantığınız ve hedeflerinizle örtüşen seçim olacağını unutmamanızı tavsiye ediyoruz.
Article Tags: e-ticaret için domain seçimi · E-ticaret İçin Hangi Domain Kullanılmalı? · E-ticaret için hangi domaini seçmeliyim · E-ticaret için hangi domainler seçilmeli · E-ticaret sitelerine uygun domainler